10 Temmuz 2012

Dinle

Te ne zamandır yazı yazmıyorum ve bir allahın kulu çıkıp da neden yazmıyorsun demedi. Demek ki haklıymışım... Ben var olabilen bir insan değilmişim. Kendimi en iyi burada var ettiğimi sanıyordum ama onun da hükmü yokmuş diğer bünyelerde...

Bu arada mezun oldum ben... Neyse...

Şimdi bir yola çıkılacak ve bir tatil yapılacak. 1-2 gün sonra gerçekleşecek bu hadiseler. O yüzden bu yazı...

Şimdi bu şehir terkedilecek. Işıklar bir bir sönerken. Gece vakti. Kim uyudu? kim uyuyamadı? diye düşüneceğim ben. Uyuyamayanlar yalnız kalmasın diye uyumayacağım. Uyuyanlar, nasıl uyurlar merak edeceğim...

Yola çıkıcam. Yanıma tüm sevdiklerimi alıp... Kelimelerimi, cümlelerimi... Ve birilerini, birini...

Çok fazla alacağım yanıma. Feribotta kaçak sigara içeceğim onunla... Mola yerinde ayran içeceğim. İlk gün denize onunla gireceğim... Gün batımını izleyeceğim kayalıklardan ona yaslanarak... Fotoğrafını çekeceğiz beraber. Karanlığı karşılayacağım onunla. Ay ışığının denize vurmasına bakacağız, sanki olağanüstü bir şeymiş gibi. Yıldızlara bakarak, bira içeceğim. Bir türkü söyleyeceğiz geceye... Uyanmak için...

Hepsini bilecek... Görecek... Hissedecek... Ama vakti olursa... Ama hayat kalırsa... Hayat, onu rahat bırakırsa...

Peki bildiğini, gördüğünü, hissettiğini paylaşacak mı? Belki evet, belki hayır. Belki güven, belki korku. Belki inanç, belki takıntı...

Yollar uzayacak... Her ilerlemede uzaklaşacağını sanacak. Oysa o hiç uzaklaşamayacak... Maalesef...

İster mi? istemez. Dener mi? kesinlikle... Ama o, olduğunu sandığı yerde mi? Hayır... Uyuyor ve kendini uzak sanıyor ya... Daha uyumadı, beni dinliyor...

Ve şunu unutmayacak(yani umarım): ”Yara almamışsa bir mutluluk, hiçbir darbeye karşı koyamaz.” Lucius Seneca - De Finibus

İyi geceler...
İyi yolculuklar...

Çok saçma yazı oldu... İçten bu geldi... Daha iyisini de yazabilirim. Ama daha sonra...

Hiç yorum yok: