13 Haziran 2011

Karanlıkta

En kötü hastalıkmış umutsuzluk. Ne uyuyor ne de uyanıkmış insan. Neden uyusun ve neden uyansın ki, gidecek bir yeri olmayınca. Her gecenin bir sabahı, her siyahın bir beyazı, her tutsağın kaçışı ve her uykunun bir uyanışı var mı? Kimilerinin yok. Ama toplumda var. Doğada var. Tarihte var...

Olsun demek de zor artık...
Son dönemlerin sıkça dinlenen şarkısı haline gelen ancak oldukça eski olan bir şarkının piyasada aldığı yer manidar; hepimiz gibi.

"Olsun" demedik hiçbir zaman ama bazı şeylere "rağmen" yürüdük. Böyle umutsuz günler de yaşanacakmış. Bir günlüğüne umutsuzum. Bu gün benim umutsuz günüm. Bu gün düşlerimi ve aklımı bir kenara koyduğum; duygularımla hareket ettiğim bir gün.

Nasılsa bu blog bile kalmayacak geriye. Her şey birer birer alınıyor elimizden. Düşlerimiz gibi, okullarımız gibi, yolculuğumuz gibi, uykularımız gibi, sağlığımız gibi...

İnsanlığın kendi duvarına toslayıp tek çözümün onu yıkmak olduğunu anlayacağı ve o duvarların yıkılacağı günlere...



Hiç yorum yok: