Güzeller güzeli sevgilimin isteği üzerine aylar sonra tekrar yazıyorum...
Ne yazacağıma dair yine bir fikrim yok. Memlekette gündem yine cafcaflı, civcivli...
Gezi olayları geldi geçti, tek satır yazamadık. Çalışmaya başladık, vakit kalmadı. Aslında yine yok ama dedim ya sevgili istedi, başladık. Sevgilimi çok seviyorum ve onu kıramıyorum.
O zaman hemen gündemden dalalım mevzuya. Operasyon yaptı hocaefendi, a ka pe'ye... Hocaefendi alakam yok diyor ama biliyoruz ki Zekeriya Öz varsa işin içinde ve Emre Uslu ile Mehmet Baransu destekliyorsa o işi; o Hocaefendi'nin icazet verdiği bir iştir. Tabii ki şike davası hariç. Orada Fenerbahçe pislik, şüphe yok.
1 gün önce Hakan Şükür, kendisinin yazmadığı açık olan bir mektupla a ka pe'den istifa ederken noluyor lan demiştik, bir gün sonra gördük olanları. Ağaoğlu gözaltında, Rezza bilmemne gözaltında derken bakan oğulları, banka genel müdürü filan da alınınca aha dedik. Olanlar oldu. Başka bir düzleme oturacak memleket.
Şimdi karşılıklı salvolar. Operasyonun çeşitli dalgaları olması beklenirken, a ka pe'den hamleler. Emniyette görev değişiklikleri, savcılara ek savcılar getirilmesi vesaire...
Anlaşıldı ki teyyip'in gidiş süreci hızlandı. Teyyip'in gidici olduğunu görenler süreci hızlandırdı. Şimdilik işin eğlenceli tarafı magazini. Seks kasetlerini bekliyoruz dört gözle. Hiç de ahlaksızlık değil şimdiden söyliyim. Özel yaşama saygı diyene; kızlı-erkekli evlere, kaç çocuk yapacağına karışanların, başkalarının seks kasetlerinden sonra eline, diline, beline hakim olacaksın diyenlerin, kadın mıdır kız mıdır diye meydanlarda böğürenlerin vb. seks kasedinin yayınlanması ahlaksızlık değildir demek lazım. Tek isteğimiz olabilir; birileri bunları derken ses çıkarmayan kasetçi tayfanın da buna benzer kasetlerinin çıkması... Seyredelim cümbüşü...
Gidenin ardından yeni düzeni kurma yetisini kaybetmeleri açısından da istiyorum bu çürümüşlüğü... Ayrıca bu düzen, bu siyasetçiler, bu kamu görevlileri, bu yargı, bu meclis, bu devlet, bu derin devlet, bu metrobüsteki fakir, bu 80 yaşındaki sekreterini taciz eden zengin mi ahlaklı ki; biz bu düzende ahlak temsilciliği yapacağız? Biz ahlaklı yaşayacağız ama ahlaksızlıkları, sadece seksist bir bakış açısından değil bütün dünyevi münasebetlerle tescillenmiş olanları mı koruyacağız? Yok arkadaş!
Biz isteriz ki süreç bitince yepisyeni bir düzen kuralım, mutluluğa koşalım, gel beraber mesut olalım... Ama kendi adıma böyle beklentilerim yok. Gezi'den sonra bu olayın patlaması bir yanda mağduriyet edebiyatı yaratacakken; diğer tarafta da kemikleşme ve alternatif koyma arayışına yol açacaktır. Yani ben çözülmelerin değil dünden biraz daha farklı da olsa kenetlenmenin olacağını düşünenlerdenim. Seks kasedi dediğin şey de en nihayetinde MHP ve CHP'nin oylarını arttırmış bir olaydır. Diğerlerini yok etmiştir.
Teyyip'e bakan bulmak kolay. Nasılsa emri o veriyor. Yani bir komplo teorisi de a ka pe'nin buna bilerek göz yumması ve buradan bir seçim yatırımı yapması... Olur mu olur...
Biz ne yapalım? Seçimi geçelim. Alternatif yaşam olanakları sağlayalım. Gezi'nin öğrettiği gibi. Anlatalım, dinleyelim. Yaklaşalım... Dokunalım... Daha güçlü, daha kalabalık duralım. Dağıldıkça toparlanalım... Varsın düzen değişmesin, varsın bu köhne, çürümüş sistemin için yaşamaya mahkum kalalım... Ama kan dolaşımımız hızlansa, nefes alma alanımız genişlese fena mı olur?
Bu düzende daha iyisi olabilir ya da aşamacılık değil söylediğim... Ulan yaşıyoruz gidiyoruz. Zaman da maşallah piyuuuuu geçip gidiyor. Bir tane hayatımız var. Belki bir saat belki 60 yıl... Ama 1 tane işte... Daha iyi, daha derin, daha gerçek, daha değerli yaşamayalım mı arkadaşım?
Hee Kürt hareketi var iki noktada kıl oldum kendilerine şu son operasyon sürecinde. Biri Pervin Buldan ve tayfasının ehiiihehi mecliste kimse yokken başbakanın oturduğu koltuğa oturdum minvalinde tweet atması. Diğeri de operasyonun barış sürecini baltalamak için yapıldığını iddia etmeleri. Siz oturabilirsiniz ama temsil ettiğiniz halk başbakanın kucağına(koltuğuna) oturamayacak kadar siyasi bilince sahiptir. Ve sizden sıyrılıp, arayışa geçecekleri gün yakındır.
Demin dedim ya dokunmak... İşte acaba onlara dokunmanın şimdi tam da sırası değil midir?
Ondan sonrası, düğün dernek....
Vıy vıy vıy da vıy vıy yar... hım hım hım da hım hım yar....
Seni seviyorum!