06 Mayıs 2012

Oda

Aylar süren bekleyişten sonra odamın boya badana işlemi tamamlandı. Gerek girişimci ruh eksikliği, gerek maddi durumlar, gerek de "yaz gelsin hele" söylemi nedeniyle birkaç ay boyunca iğrenç bir odaya hapsolmuştum. Şimdi çok mutluyum...

Odanın iğrençleşme sürecini kendi ellerimle başlattım. Çok zaman önceydi. Odanın renginden çok şikayetçiydim. Birgün gittim bir boya aldım ve vurdum fırçayı. Odayı bordo yaptım. Bok gibi oldu. Hem fırça izleri hem tavanı boyamalar hem de yere boya dökmelerle rezil bir hale büründürdüm odayı.

Bir de karanlık oldu açıkçası. Yani akşam 1-2 saat erken geliyordu benim odama. Ne kitap okunuyordu, ne yazı yazılabiliyordu...

Nasıl kurtarabilirim diye düşündüm. Posterler alıp yapıştırmaya başladım. Çok fazla poster oldu. Sonra pano astım. Üstüne de beni mutlu edebilecek şeyler koydum. Duvarlara baktığımda mutlu olmalıyım diye düşündüm. Artık fena sayılmazdı. Badanası iğrençti ama bi şekilli duruyordu. Kısacası odama birini misafir ettiğimde, utanmıyordum.

Bir zaman sonra bu şekilli görünümü perçinleyeyim diye el izlerimi bırakayım duvara dedim. Felaketim oldu... Oda iyice çığrından çıktı. Sonra birkaç stiker yapıştırdım. Bunun anlamı odaya tecavüz etmemdi. Artık buraya bir misafir sokamazdım. Sadece odaya sokabileceğim misafirlerimi sokmadım. Hayatıma misafir ettiklerimin odaya girmesi konusunda ise tabii ki edilgendim. Onların benden farkı yoktu. Bu oda benim olduğum kadar onlarındı.

Baktım ki oda boka sardı. Söktüm posterleri, kaldırdım panoları. Posterleri attım. Panonun üzerindekileri bir kutuya koydum. Dedim ki boyacı çağırın şu odayı adam etsin. Ben yaşayamıyorum.

"Hee tamam" dediler. İlk paragrafta yazdım...

Sadece odama misafir edebileceğim bir insanı, hayatıma misafir ettiğimi sandığım durumlar da oldu. "Burada nasıl yaşıyorsun?" diye sordu. "Ben burada yaşamıyorum ki, ölüyorum." dedim. Çok etkileneceğini sandım. "Bırak ya" dedi. Bıraktım...

Ve nihayet odam boyandı. Yatağımın pozisyonu değişti. Mobilyalar kondu. Bence güzel oldu. Şimdi odama herkesi misafir edebilirim. Ama hayatıma misafir olmuşları ağırlamak daha çok hoşuma gider...

Bu yazı, bu odadan yazılan ilk yazı... Artık ben burada yaşıyorum diyebileceğim bir odam var. Kitap okuyabileceğim... Ama pano koysam mı lan yine? Belki şekilli olur...

- "Yooo Berk yooo, henüz değil!"
- "Bırak ya!"

Bıraktı...

Hiç yorum yok: