09 Nisan 2008

yol..


bayadır yazı yazmamışım.. özledim ama elim gitmedi.. sıkıntılıydım.. özlemek ama elin gitmemesi de iç burkucu bir şeymiş.. az önce farkettim.. yani daha önce de tahmin edebiliyordum ve tecrübe etmişliğim vardı da az önce bir kez daha içim burkuluverdi.. özlem dolu olduğum için mi elim gitmiyo diye mi yoksa bunların bir sıkıntı çıkarıcak olması ihtimali mi yoksa daha önce tecrübe ettiğim için mi onu bilemedim.. bildim de söylemedim.. insan kendini kolay ezemiyo.. güçlü görünmek güçsüzlüklerin en adisi de olsa insan denen şey içinde bir adi barındırdığı için yapmaktan alıkoyamıyor kendini.."biz maskeliyiz" diyen bir arkadaşa sahibim mesela.. yani olduğu gibi olmadığını,davranmadığını kabul eden 21 yaşındaki bir öküz.. kusura bakmasın ben ona "öküz"den başka bir şey diyemiyeceğim.. zaten sinirliyim ona karşı.. kusura baksa da diyebilirim.. ya insan her istediğini yapamaz tabi ki.. engeller, sınırlar, yaşanan başka şeyler, başka hayatlar, iç içe geçmiş olaylar, hisler, düşünceler mevcuttur.. hepsine olmasa bile bir kısmına saygı göstermek ve onlara göre yaşamımızı şekillendirmek zorundayız çünkü karşımızdaki her hayat şekillenmiş.. bizim hayatımız gibi.. içten gelene diyecek bir şeyim yoktur.. sonuçları, en olumsuzu doğuracaksa bile.. bu bir histir.. ve bence his aklın eremediği bir şeydir ve orda yapılabilecek herşey benim kabulumdur yapılan kişi ya da başka insanlar memnuniyet duymayacaklarsa bile.. ama bir insan evladı ben olduğum gibi davranamam diyip bunu(maskeli yaşamayı) planlı bir yaşam şekli haline getiriyorsa ve bu insan belli kademeleri geçmiş, belli birikimler elde etmiş ise ben ona "öküz" derim.. bana "aman evladım üniversiteyi oku bir diploman olsun" diyen insanlara da bir "öküz"le aynı diplomayı alacağım için duyabileceğim pişmanlığı anlatamam.. "niye alıyım diplomayı? götüme mi sokayım?" derim muhtemelen ama yine muhtemelen "aaa terbiyesiz" gibi bir tepkiyle karşılaşırım.. beni tanıyan seven eden biri ise karşımdaki der ki bana "en azından bi mesleğin olur,para kazanırsın".. bunu beni sevdiği için söyleyecektir.. ben de sevilmicek bir insan değilim şimdi :)) neyse bu başka konu =) ben ise bir "öküz"ün maaşlı çalışanı olmayı reddetmek istediğimi yine anlatamayacağımdır ve "benim parada pulda gözüm yok ben gidicem buralardan sonra bi şekilde yaşarım" diyeceğimdir.. ve korkum o ki ben bu anlatamadıklarım ve ya anlaşılmayanlar ve ya anlaşılıp da çözümsüz bırakılanlardan dolayı gidicem.. kimse bir şey kaybetmeyecektir gitmemden çünkü kimseye bir şey kattığımı düşünmüyorum.. ya da kattıysam da o insanlar için kar olur.. bundan sonra katmayacaklarım da kayıp olmaz.. zaten elde etmedikleri bir şeydir sonuç olarak.. kaybeden ben olucam.. çok şey kaybedicem.. ama onu da anlatamıcam.. hatta anlatamıcam değil anlatmıcam.. ama bişey kazanabilirim belki diye gitmeyecek miyim zaten? o yüzden denemeye değer gibi düşünüyorum bu aralar.. "öküz" olamayacağıma göre.. bir şekilde bir "öküz"ün maaşlı çalışanı olmayı hiç bir zaman reddedemeyeciğim belki.. ama ben bunun için okumuş diploma elde etmiş biri olmayı reddedebilirim.. zaten onu da reddedemezsem geri dönerim.. burayı ve burdaki bir çok kişiyi ve ya bir çok şeyi seviyorum çok.. çoktan da çok sevdiklerim de var tabi =)) "öküz" olarak nitelendirdiğim insanı da seviyorum.. tam emin değilim.. bi ara severdim =) bugün bir kadınla konuşma fırsatına eriştim.. oks sınavlarına girecek bir kızı var.. kızı demiş ki okuyunca noluyo ömrümüz okumakla geçiyo.. bu düzen o yaştaki bi kıza bunu söyletebilmişse ben okumam arkadaşım desem yine beni kimse anlamaz.. ya da az kişi anlar.. peki neden gitmek? yani burda bu söylediklerimi yapamaz mıyım? yapamam.. burası rahat.. burda üşengecim.. burda sorumluluklarım az.. burda kendimle kalma şansım daha az.. burda acı çekmek zor acı çekiyor olsam da.. burda özlemek de zor çok özlüyor olsam da.. burda gelişmek zor kısacası.. ben yeni bir hayattan söz ediyorum kendime ait bir hayattan.. o yüzden yeni bir yer istiyorum.. burda olup da kendime ait kuracağım hayatımda istediğim şeyler yok mu? çok var ama kimseyi ve ya hiç bir şeyi kendi hayatıma katamam zorla.. ama ben giderken benle gelecekler elbette olacak.. burda da benle orda da benle hep benle.. ağlarken, gükerken, düşünürken, öpüşürken, sevişirken, yürürken, uyurken benle olanlar yine olacaklar.. onlar istemese de ben onları götüreceğim.. karşı koymaya çakışsalar bile başaramayacaklar.. çok fazla bana aitler çünkü bahsettiklerim.. gözlerimde,ellerimde,cüzdanımda,çantamda,taşlarda,denizde,yollardalar.. neyse.. ağlamaklı oldum.. haa gitceğim yer deniz görebileceğim bir yer olsun yeter.. bir de güzel kızlar olsun.. ben onlara bakmayı çok seviyorum.. belki arkadaş da oluruz yakınlaşırız falan.. o da lazım çünkü.. ömür birine aşık olmakla geçebilir belki ama birine dokunmakla,birini hissetmekle geçemez.. geçmemelidir de.. kimseyi, birinden çok sevmesek bile birilerini çok sevebiliriz ve bunu paylaşabiliriz.. galiba paylaşmalıyız.. keşke herkes en çok sevdiğiyle paylaşabilse.. ama işte zaten mutlular bunu paylaşabilenler, mutlu olamayanlar paylaşamayanlar.. acı çekmek yersiz ama bir de onlar var.. büyük acılar çekenler.. en çok sevdiği,sevgisini paylaşmak istediği kişi en çok bir başkasını seviyor ve onla paylaşıyor; belki de o en çok sevdiği kişi senin sevdiğinin yarısı kadar bile sevmiyorken senin en çok sevdiğini.. bir de sen en çok sevdiğinle paylaşıyosun sevgini o da senle birlikte yaşıyo bu duyguyu ama onun en çok sevdiği bir başkası.. bu da olabilir.. olabilir değil var örnekleri yakınımda.. burdan isim verip de kimseyi şey etmiyeyim.. son kez söyliyim.. hayat bir insanı diğer herkesten daha fazla ya da daha derin sevmekle geçirilebilir birşeydir.. ama hayat sevgiyi paylaşmadan geçirilebilecek kadar basit değildir.. sevgilimiz en çok sevdiğimiz olmayabilir ya da sevgilimizin en çok sevdiği olmayabiliriz ama değerli kılmak da bizim elimizdedir.. hayat bu işte.. zor.. çok birikimli,çok iyi konuşan,saygı gösterdiğin,hatta kızlar için ne ideal bir erkek diyebileceğin,hayat görüşüyle,felsefesiyle,karşı duruşuyla övgüleri hakeden birisinin; eğilirken beli açılmış kızın çatalına bakmak için yol değiştirdiğini gördüğün an gibi.. kontrol dışı.. ve yıkıcı.. hoşçakalın..





24.03.2008 20.12

1 yorum:

tahtaravalli dedi ki...

Hayatı hep bildiğimizi sanırız ya; aslında hiç bilemeyiz. Bizi hep şaşırtır. Şu yukarıdaki 21 yaşında olan ve sevdiğine ulaşamayıp da gitmeyi; giderken sevdiğinin sevgisini götürmeyi düşünen genç insanın bu gün 27 yaşında ve diplomalı 9-6 ve fazla mesaiyle çalışan ama seneler sonra yine o sevdiği insanla artık sevgili olan ve evlenmeyi düşünen bir insan olduğunu anlatsam kimilerine hüzünlü gelse de mutlu sona yakın bir aşk hikayesi gören de olacaktır. yani o hikayelerde olmuyor yalnizca bu gibi durumlar. senelerce sevmekten vazgecmeyen ve sonunda muradina erenler. ama ve sonsuza kadar mutlu yasar kisminda bitiyor hilayeler. bundan sonrasinda ask acisi yok. bundan sonrasi karsiliksiz aski yasamaktan bir tik daha zor. cunku artik bir yere gitsen de onunla gideceksindir. ve eger gittigimiz yerde guzel kizlar olsun dersen muhtemelen karsindaki guzel bir kadin olmayacaktir o dakikada. bu yuzden bu noktadan sonra hayat budur olum sudur ask budur diye yazilar pek yazilmaz artik. hayat her ne ise zaten hucrelerinden girip beyninden cikmaktadir. birlikte gitmek hayali kurmak da guzeldir. ama sevgin hep icinde midir? hayatin boyunca bakacagin insan o mu olmalidir? her sey ilk genclikteki gibi ideal boyutlarda midir? bunlar pek yazilmaz. bu yuzden hikayeler "...ve sonsuza kadar mutlu yasadilar" kisminda biter. bundan sonrasi icin romantik olmayan komediler ve trajediler yazilidir....